25 Aralık 2013 Çarşamba

Manto Dikiyorum

Dikiş dikmeye başladığımdan beri bir huyumu keşfettim. Aynı şeyleri dikmekten çok sıkılıyorum. Hep dikeceğim şeyin bir öncekinden farklı ve beni zorlayan bir yönü olmalı. Birkaç ay önce Kayseri'ye gittiğimde değişmez mekanım Bursa Kumaş Pazarı'na uğradım. Bence gezdiğim Bursa Kumaş Pazarları arasında en iyisi burası. Üç katlı kocaman bir mağaza. Ucuzundan pahalısına döşemeliğinden perdesine sateninden ipeğine ne ararsan var. Günü birlik bile gitsem en az bir saatimi buraya ayırıyorum. Bir daha gelemem diye hiç aklımda olmayan kumaşları da alıyorum. Tabii kasada kendime geliyorum ama hiçbirini de elimden bırakamıyorum. İşte bu gidişimde de metresi 5 liraya yünlü bir kumaş gördüm. İşte bu:

Bu kumaşım
Bu da astarım
Kumaş çok hoşuma gitti ama ben bununla ne yaparım diye pek yanaşmadım. Tezgahtar kız da "Bu kumaş çok kaliteli, az kaldığı için indirim yaptık" deyince ağına düşmüş oldum. Aslında almaya niyetim zaten var da hiç işime yaramayacak kumaşı almak için suçlayacak biri lazımdı o da bulundu. Elim kolum dolu mağazadan çıktım. Bu kumaştan ceketten ya da kabandan başka bir şey olmaz. Bir yanım "Ben daha gömlek dikmemişim, (hala da dikmedim.) Ceket kim, ben kim" derken, bir yanım da "Amaaaan alt tarafı 2 metresine 10 lira verdin. Yemek parası bile değil. Atar gidersin n'olucek." diyor. İşimi garantiye almak için astarını da almışım. Beni kim tutar artık. Ceketten korkarken niyeti bozdum:"Ha ceket ha kaban. Bir tek arada boy farkı var " dedim kabana karar verdim.

Bööyle düşünüp dururken evren bana birini gönderdi. Bir baktım Çiğdem Hanım http://www.dikisdersi.com/2013/12/bir-fikrim-daha-var.html "Manto Dikelim mi ?" diyor. Dikelim valla. Hemen kayıt yaptırdım. Bloğumu hazırlıyordum ama bu haberle gaza geldim. Yaptıkça yavaş yavaş kaydettiğim yazılarımı da yayınladım gitti. Modelimi de buldum. Ağustos 2010 Burda'sından. 111 numaralı model. Çiğdem Hanım'ın dikeceğinin tam karşısındaki model:



Şimdi harıl harıl patron çıkarıyorum. İş ciddi. Artık olmadı atarım demek olmaz. Ya dikilecek, ya dikilecek.

20 Aralık 2013 Cuma

Erkek Çocuklara Sırt Çantası

Kağıttan kumaşa geçirdiğim resimleri aplike edeceğim yeri daha önce yazacaktım ama araya bir çok şey girdi. Malzemelerimi toplamakla zaman geçti. Arada başka şeyler de yaptım. En sonunda çok severek yaptığım aplikeleri dikerek yapacağım çantayı bitirebildim. Oğluma yeni yıl hediyesi gibi oldu. Aplikelerim şöyleydi:

Önce aplikelerimi dikkatlice kestim. Kalıbım kızıma yaptığım çantada kullandığım kalıp oldu. Çantanın parçalarını kestim. Gövde bölümüne henüz hiçbir parçayı dikmeden aplikeleri yerleştirdim. Kaymamaları için kumaş yapıştırıcısı ile kot kumaşa tek tek sabitledim. Daha önce hiç transfer yapılmış bir ürün kullanmadığım için renklerin solabileceği endişesi ile resimlerin üzerine de aynı yapıştırıcıdan sürdüm. Dekupaj mantığı ile. Ben koruma amaçlı sürdüm ama renkler çok parlak oldu ve sanki deri üzerine resim yapılmış gibi hoş ve canlı bir görüntü oluştu. Bir daha hep böyle yapacağım.

Resimleri yapıştırıp sabitledikten sonra makinemin zigzag dikiş ayarı ile resimleri etrafından kot kumaşına diktim.
Sonra çantanın tabanını ve kapağını da diktim. Yalnız bu sefer çantanın tabanına askıyı direk dikmek yerine iki küçük kulakçık alt taraflara; bir küçük kulakçık üstte ortaya dikip aralarından demir halkalar geçirdim. Çantanın saplarını oraya dikeceğim.
Bunun nedeni de ayrı bir tecrübe konusu. Daha önce kızıma diktiğim çantanın sapları kış gelip kalın montlar giyilince ve çocuk da biraz büyüyünce kısa kalıp omzunu sıkmaya başladı. Saplarını uzatmak için tek çare çantayı kesmek yerine sapını kesip ortaya daha geniş bir parça eklemek oldu. Sanki sırta destek olmak için düşünülmüş gibi. Sorunu çözdüm ama bunu bulana kadar yattım kalktım ne yapsam diye düşündüm. Onun için bu sefer takıp çıkarılan saplar yapmaya karar verdim.
Çantanın dışı iyi oldu da astarsız güzel olmadı. Oğlumu aldım, nevresim kumaşından başka bir şey satılmayan çarşılarda dolaştık durduk. İstediğim küçük top desenli ya da minik geometrik desenli bir kumaştı. Bulamadık. En sonunda kırmızı motor desenli bir kumaş bulduk. Önce pek içime sinmedi ama oğlum bayıldı. Ertesi gün nasıl diksem diye düşünürken baktım ki çocuk sürekli çantanın astar kısmıyla ilgileniyor, ben de çantayı çift taraflı kulanılabilecek şekilde dikmeye karar verdim. Resimlerini tam olarak denk getirmeye çalışarak aynı kalıptan bir çanta daha diktim. Düzgün bir şekilde iki parçayı birbirine diktim. Dikerken de çantanın içi dışına çıkmasın diye önce tabanından birkaç küçük dikişle iki parçayı sabitledim.



Son olarak hazır aldığım kırmızı biyeyi kenarlarına diktim. Burada yine uzun uzun düşündükten sonra iki tarafın da kapağını nasıl kapatırım diye bulduğum düğme kısmı bence önemli. Şimdi belki "bu kadar düşündükten sonra bunu mu buldun" diye gülenler olacaktır ama kapasite ve tecrübe bu kadar ne yapalım. Neyse ben bulduğum çözüme geleyim. Biri kırmızı, biri lacivert iki büyük düğme aldım. Kumaşın iki tarafına birlikte diktim. Yani iğneyi lacivert düğmenin deliğine takıp arkadaki kırmızı düğmenin aynı yerdeki deliğine taktım. Araya da bir kürdan koydum ki çok sıkı olmasın. İliğini de açtım. Böylece çantayı hangi yöne çevirsem o yandan kapanabiliyor. Bunu daha önce yaptığım çantalarda akıl edememiş olmama yanıyorum. Şimdi anneme ve kayınvalideme diktiğim hediyelerimi geri alıp revizyondan geçirmem gerekiyor. ÜRETİM SONRASI HİZMETİMİZ DE SONSUZDUR yani :))

Saplarını da hem kottan hem de kırmızı kumaşımdan diktim. Kot kalın olduğu için sorun olmadı ama kırmızı kumaşımın arasına bir kat kot kumaşı koyarak kalınlaştırdım.
İşte böyle kısıtlı malzeme ve tecrübe ile iki günde bitecek bir iş 15 günde bitti.
İşte son hali: