Toplumsal önyargılarla ilgili önemli bir yanlış anlama bulunuyor. Çünkü çoğumuz, kendimiz dışındaki insanların, hatta genellikle “kötü” insanların – mesela aşırı ırkçıların – önyargılı olduklarını düşünüyoruz. Ancak anlamamız gereken şey, aslında hepimizin toplumsal önyargılara sahip olduğu.
Toplumsal önyargılar ve stereotipleştirme, neredeyse beynin normal çalışma şekli.
Çok geniş miktarda bilgiyi depolamak için beyin benzer şeyleri birlikte grupluyor. Zaman içinde, bunların bazıları tamamen bilinçaltına iniyor ve bu yüzden bilmeden, farkına bile varmadan pek çok şeyi önyargılı bir tavırla yapıyoruz.
Psikologlar bu teoriyi geniş bir araştırma ile test ettiler.
Harvard Üniversitesi araştırmacılarından
Mahzarin Banaji, neredeyse tüm kariyerini aslında “zihnimizi hiç tanımadığımız” gerçeğini gözler önüne sermeye adadı. Yaptığı çalışmayı şöyle
özetliyor:
Örneğin, günde 4 paket sigara içen bir sigara tiryakisine “Ne kadar sigara içiyorsun?”diye sorulduğunda, kasıtlı olarak günde sadece 2 paket sigara içtiğini bildirebilir, çünkü tiryakiler genellikle gerçek miktarı kabul etmekten utanırlar. Ya da sigara tiryakisi, bunun çok özel bir soru olduğunu söyleyerek soruya cevap vermez. (Bunlar, bilinen cevabı bildirme konusunda isteksiz olmaya yönelik örneklerdir.) Ancak günde 4 paket sigara içen bir sigara tiryakisinin, günde sadece 2 paket sigara içtiğini bildirmesi, çünkü gerçekten günde sadece 2 paket sigara içtiğine inanması da mümkün. (Bilmeden yanlış bir cevap vermeye bazen kendini kandırma diyoruz.)
Buna “örtük çağrışım” deniyor. Dilerseniz
internet sitelerinde Türkçe olarak ırk, cinsiyet, cinsellik ve benzeri konularda kendi örtük önyargılarınızı test edebilirsiniz.
Harvard araştırmacılarının, tıpkı diğer araştırmacılar gibi buldukları sonuç, aslında sosyal önyargıların evrensel olduğu.
Örneğin Yale Üniversitesi’nde yapılan
araştırmada, çok sayıda bilim insanına, bir öğrenci tarafından laboratuar yöneticiliği pozisyonu için aynı belgelerle başvuru yapıldı. Bilim insanlarının yarısına gönderilen iş başvurusu bir erkek ismiyle, diğer yarısına gönderilen başvuru ise bir kadın ismiyle yapıldı. Ve onlardan bu başvuruyu (isim dışında birbirinin aynısı olan) değerlendirmeleri istendi.