25 Temmuz 2013 Perşembe

Yeni Bir Eski T-Shirt Değerlendirmesi

Bu çocuklar ne kadar da inatçı oluyor. Dolaplar dolusu yeni kıyafet içinde gidip en eskisini ve küçülmüşünü bulup giyiyorlar.
Yine uzun uğraşlardan sonra benim ısrar etmekten pes ederek kesmekten başka çare bulamadığım bir t-shirt çanta oldu. Çocukların aşığı Ben-10 resimli sevgili t-shirt'ümüzün önceki halini ve nasıl kestiğimi de fotoğrafladım.




T-shirt'ü koltuk altından kestim. Kestiğim parçayı önce siyah bir kumaşın üzerine diktim. Sonra da bu kumaşı çantanın ön yüzü olacak şekilde aynu boyutlarda bir parçayla daha birleştirdim. Alt köşelerden aynı boyutlarda 2 adet üçgen dikerek tabanını oluşturdum. Saplarını da diktim. Astar çalışmadım.

Çanta bitince rengi gözüme bir çocuk için fazla ağır geldi. Bu havayı kırmak için beyaz iplikle ve zigzag dikişle çantanın her yanına süs dikişi yaptım.

Parka giderken kolaylıkla taşıyabileceği hafif bir çanta oldu.




20 Temmuz 2013 Cumartesi

Eski Erkek Gömleğinden Çocuk Bluzu

Burda'nın Mayıs 2010 sayısındaki tuniği görünce aklıma eşimin dolabında duran gömleği geldi. Çok eski değildi ama pek sık da giymiyordu. Yani bana göre olmaması kimse için bir kayıp sayılmazdı.


Önce ceplerini çıkardım, sonra tam koltuk altından kestim. Önünü arkasına getirip büzdüm. Üst tarafı için dergideki yaka kısmının kalıbını çıkardım. İki tarafı araya fisto koyarak birleştirdim. Aynı fistodan kollarına ve eteğine de diktim. En son da klasik gömlek düğmelerini çiçekli düğmelerle değiştirdim.



Gri renk çocuğa gitmez diye düşünmüştüm ama beyaz fisto ile birlikte oldukça güzel durdu.

12 Temmuz 2013 Cuma

Yeni Elbise

Bu sefer yeni aldığım bir kumaşla elbise diktim. Ama eski bir elbisenin büyütülmüş modelini. Kızım, geçen yıl aldığımız ve ancak birkaç defa giyebildiği elbisesini tatil valizine koymadan önce büyük bir hevesle giymeye teşebbüs ettiğinde sonuç hüsran oldu. Elbise küçülmüştü. Beden kısmı öyle daralmıştı ki ölümüne bir gayretle fermuarını kapattığımızda nefes alamayacak haldeydi. Çok üzüldü tabii.

Ben olaya hemen el koydum. Elbise, önü ve arkası üçer parçadan oluşan altı çan etek formunda bir modeldi. Yalnız parçaları birleştirirken aralara biye geçmişlerdi. Önce o biyeleri yapmasam da olur diye düşünerek tüm parçaların olduğu gibi kalıbını çıkardım. Sonra da birer cm ekleyerek genişlettim. Kumaşımı buna göre kestim. Dikmeden önce bir cesaret geldi, yeşil düz kumaşla aralarına biye geçirmeyi denedim. Gerçekte doğrusunun ne olduğunu bilmiyorm ama 2 cm genişliğinde yeşil kumaşımı kestim, aradan görünecek şekilde iki parça arasına diktim. Biraz oyaladı ama pek zorlandığımı söyleyemem. Sonradan yapsaydım daha iyi olurdu dediğim tek şey üst kısmına tela koymamak oldu. Giyince biraz kıvrılıyor ama acemilik işte olacak artık.




Kumaşla bütünlük olsun diye eskisinde beyaz kumaşla dikilen alt ve üst kısma yeşil kumaş ekledim. Tek farkı askılarını omuz kısmında hafifçe genişleyip sonra yine daralan şekilde yapmam oldu. Dikiş paylarını fazla bıraktım ki bir dahaki yıla da genişletme imkanım olsun. Eskisinin aynısının farklı rengi olduğunu kesinlikle söyleyebilirim.

7 Temmuz 2013 Pazar

İlk Dikiş Makinem

Dikişle haşır neşir olduğumdan beri yazmam gereken bir yazıyı bugün yazmak istiyorum. İlk dikiş makinemi sizlere göstermek istiyorum ve bana geliş hikayesini. İşte benim kıymetlim ve hep öyle kalacak makinem:


Ne kadar başka bir zamandan gelme değil mi? Her baktığımda bir ağırlık, bir yaşanmışlık görüyorum. Sevgili makinemin bize geliş hikayesi annemin her şeyi tamir etmeye bayılan eşime "tavan arasında eski bir dikiş makinesi var, ayarlayabilir misin" diye sorması ve bizim makineyi alıp eve getirmemizle başladı. Benim uzaktan yakından dikişle hiçbir alakam yok. Öyle ki, eşim evde kurcalarken ve tamircilere taşırken bile bir kere merak edip bakmadım. Hep anneme verilecek emanet olarak gördüm. İpliğini geçirmeyi tamircilerden öğrendik. Eşimin uğraşları sonucu makine çalışır hale geldi. Kutusuna koyup kaldıracakken eşimin " bir deneseydin bari" demesiyle biraz da ilgisizliğimden utanarak makinenin başına geçtim ve pedalına var gücümle bastım. Bez makinenin iğnesi altında yıldırım hızıyla giderken ben korkudan ellerimi kaldırmış bakıyordum.

Derken önce hızını kontrol etmeyi öğrendim. Sonra onun tıkırtılarıyla tüm günün yorgunluğunun kaybolup gittiğini farkettim. Her gün küçük bir çocuğun merakıyla oturdum, her gün yeni bir şey öğrendim. Gittikçe günlük hayatımın vazgeçilmezi oldu .
Dikiş aşkımı borçlu olduğum makine. Kaç yıllık olduğunu merak ettim. Annem kendini bildiğinden beri evlerinin bir parçasıymış bu makine. En az 50 yıllık. Üzerindeki işlemeler, ağır kutusu, çıkardığı takur tukur sesler beni hep eski zamanlara götürüyor. Ben anneannemi resimleriyle karışık hayal meyal hatırlıyorum. Acaba torununun yıllar sonra bu makinenin başında olacağını bilse ne düşünürdü? Bitirdiğim her işten sonra mutlaka aklıma düşüyor, onun ruhuna dua ediyorum.

Şimdi yeni bir makinem var ama kıymetlim hala kutusunda duruyor. Sanki gözümden uzakta olursa ilhamımı kaybedecekmişim gibi hep yakınımda bir yerde.

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Askılı Elbiseden Tulum Yapımı

Havalar iyiden iyiye ısınınca tatil planları yapmak kaçınılmaz oldu. Benim planımdan ne olur ki. Tabii ne diksem diye düşünüyorum. Artık her akşam saat 22:00-24:00 arası benim dikiş saatim. Tıkır tıkır dikiyor, dünyayı unutuyorum. Kim bir şey söylemiş, kim yan bakmış, kim canımı sıkmış, makinenin tekdüze sesi ile aklımdan uçup gidiyor. Tek derdim neyi nasıl dikerim oluyor.
Yine böyle bir akşam büyük beden askılı bir penye elbiseyi aldım, tulum yapmaya karar verdim. Yine "olursa olur, olmazsa zaten giymediğim bir şeydi, temizlik bezi yaparım" mantığıyla.



Kızımın modelini beğendiğim penye bir şortunu ikiye katladım. Elbiseyi de ikiye katladım. Dikiş payı bırakarak aynı ölçülerde kestim.
Diktim. Üst bedenini de kızımın bedenine göre daraltıp diktim.

Her zamanki gibi resimlemek iş bittikten sonra aklıma geldiğinden yine tarif ederek anlatacağım. Şimdi elimde bir şort ve bir askılı bluz var. Yalnız bir sorun çıktı. Alt ve üst parçayı yerleştirdiğimde arada yaklaşık 7 cm'lik bir açıklık oluştu. Başka da kumaş yok. Ne yapsam diye düşünürken üst kısımda olan lacivert biyeler aklıma eşimin aynı renkteki bir t-şörtünü getirdi. Hala giyiyor ama şu an bana lazım olduğundan aldım makası elime, etek kısmından arada kalan açıklık kadarını kestim. İki kat olarak diktim. Şortla askılı bluzun arasına diktim. Arasına geniş lastik geçirdim. Askıların önde birleştiği yerlere evde bulduğum iki adet minik mavi gülü de ekledim. İşe yaramayan bir elbiseden güzel bir tulum çıkardım.