before-after etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
before-after etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Ramazanın Dikiş Bereketi

Ramazan sofralarımıza bereket getirdi. Bu hafta sonu benim dikişlerime de bereket getirdi. Evde herkes oruçlu olup geç yatınca sabah büyük bir sessizliğe uyandım. Kahvaltı işi yok, başka iş yapsam ses olacak, dikiş makinamı kaptığım gibi bahçeye çıktım. Ne zamandır daraltmayı planladığım iki elbiseyi aldım elime. Elbiselerden biri annemin bana verdiği, hiç giyilmemiş büyük beden bir elbise; diğeri de geçen yıl desenine ve modeline bayılıp bedenini bulamadığım için büyük aldığım bir elbise. İkisi de penye. Ayakta kimse olmayınca resimlerini ayna karşısında çekmek zorunda kaldım. İlk halleri işte böyleydi:



Elbiselerin genişlikleri göğüs altında başladığı için yaka ve kollarla uğraşmak zorunda kalmadım. Kalıp olarak üzerime oturan ama fazla dar olmayan bir atletimi kullandım. Etek kısmını göz kararı kestim.


Kumaş penye olduğundan tüm dikişlerde zigzag dikiş kullandım. İşte sonuçlar:




Genişlikleri yaz günü sıkmayacak ama oldukça şık duracak şekilde oldu. Ne kadar vaktimi aldı diye sorarsanız, saat 10:30'da henüz yataktaydım. Kalktım, giyindim, dikiş makinemi taşıdım, elbiselerimi giydim, resimlerini çektim, kestim, diktim, yeniden resimlerini çektim. Tüm bunlar bittiğinde saat 11:30'du.
Hızımı alamadım, bir de şifon plaj elbisesi diktim. Ufak tefek süslemeleri bittiğinde onu da paylaşacağım.
İşler bittiğinde kızımla alışverişe çıktım. Ama alacak şeyler peynir, ekmek. Evde yepyeni iki buçuk elbise varken ne alayım. Yine de mağazaları dolaştım. "Aaaa şuncacık şeye istedikleri paraya bak. Dikişi de bir şeye benzemiyor. Ben bunun alasını yarım saatte dikerim hem de pazardan 2,5 liraya aldığım kumaşla" diyerek yanımdakileri de alışverişten soğuttum. Ama ben bu dikişi sevmeyim de ne yapayım?

Bu arada bloğumun yeni misafiri kızımın benim için yaptığı kolyeyi de takıp çekmezsem olmazdı. Kendi diktiğim elbiseye kızımın yaptığı kolyeyi takmanın keyfi de paha biçilmez.


İşte bizde ramazan böyle güzelliklerle sürüp gidiyor. Hepinize sevgiler.








5 Ekim 2013 Cumartesi

Mektup Kutusu

Okullar açıldığından beri yaptıklarım bayağı yavaşladı. İşyerimdeki yoğunluğum da birden artınca kendime ayırdığım zaman çok azaldı. Ancak gece 23:00'ten sonra boş kalabiliyorum. O saatten sonra bir işe başlasam yatmam en erken 01:00'i buluyor. Böyle olunca da ertesi gün sürünüyorum. Daha çok kısa süren, ortalığı çok dağıtmayan işler yapabiliyorum.
Mektup kutusu yapmayı uzun zamandır planladığım bir şeydi ama kafamda nasıl yapacağıma dair bir planım yoktu. Eve gelen tüm mektuplar, okuldan gelen duyurular etrafta dağınık bir halde duruyor, çoğunlukla da kayboluyordu. MDF ya da kontrplaktan bir kutu tasarlıyordum ama onun kesimi için eşimin yardımı gerekiyor. Üstelik ortalığı talaş kaplıyor. Öyle bir temizliği de pek gözüm almadı.
Hafta sonu çocuklara aldığım mısır gevreği kutusu tam yapmayı planladığım şekildeydi.

Öyle olunca hemen işe koyuldum. Önce yanlarından düzgün bir şekilde kestim. Ortaya da bir yuvarlak kestim. İçine çizgili kağıt yapıştırdığım başka bir kağıdı içten yapıştırdım. Evdeki eşyalar kahverengi ağırlıkta olduğu için daha önce aldığım ahşap desenli yapışkanlı kağıtla tüm kutuyu kapladım. Kutunun içinde kaybolmasınlar diye aynı kağıtla bir ilaç kutusu kaplayarak içine kalemlik olarak yapıştırdım.


Uygun olacağını düşündüğüm resimlerin çıktısını alıp kendi yaptığım seramik hamuru ile kabartarak kutunun üzerine yapıştırdım. Ortadaki resme daha da boyut kazandırmak için her katını ayrı kabarttım.




Kutuyu, etrafına simli kurdeleyi yapıştırmadan önce bir süre bıraktım. O kurdeleyi bayağı aradım. Bulduklarım ya çok simliydi ki çok parlak olsun istemedim, ya da çok sadeydi yine bir şey eksik gibi duruyordu. Sonunda bunu bulunca aldım ve hemen sıcak silikonla yapıştırıp kullanmaya başladım.

kutunun önceki hali


son hali




15 Eylül 2013 Pazar

Eski Çoraplarınızı Ne Yaparsınız?

Okulların açılması yaklaşınca evi de yavaş yavaş okul moduna getirmeye çalışıyorum. Geçen yılki defter kitaplar kaldırılıyor, yazın bolca kullanılan oyuncaklar azaltılıyor ve eski ya da küçülmüş kıyafetler eleniyor. Bunlardan biri de bu yazının konusu çoraplar. Tabanları erimiş ama üzeri sapasağlam. Üstelik diz altı olduğundan bayağı da geniş. İçimden bir şey yapılabileceğini hissediyorum ama çıkaramayınca bir kaç gün bir köşede beklettim ve sonunda buldum. İşte malzemeler:

Çorabı dikkatlice saksıya geçirdim. Üzerini kestiğimde kaymaması için beyaz tutkalla birkaç kat geçtim. Tam kuruması için iki gün beklettim.

İyice kuruduğunda sertleşmişti. Aldım elime maket bıçağını, saksının ağzından dikkatlice üzerindeki fazlalıkları kestim. Verniğe bile gerek kalmadı ama ben uzun zaman kullanmak için yine de bir kat vernikledim.

25 Temmuz 2013 Perşembe

Yeni Bir Eski T-Shirt Değerlendirmesi

Bu çocuklar ne kadar da inatçı oluyor. Dolaplar dolusu yeni kıyafet içinde gidip en eskisini ve küçülmüşünü bulup giyiyorlar.
Yine uzun uğraşlardan sonra benim ısrar etmekten pes ederek kesmekten başka çare bulamadığım bir t-shirt çanta oldu. Çocukların aşığı Ben-10 resimli sevgili t-shirt'ümüzün önceki halini ve nasıl kestiğimi de fotoğrafladım.




T-shirt'ü koltuk altından kestim. Kestiğim parçayı önce siyah bir kumaşın üzerine diktim. Sonra da bu kumaşı çantanın ön yüzü olacak şekilde aynu boyutlarda bir parçayla daha birleştirdim. Alt köşelerden aynı boyutlarda 2 adet üçgen dikerek tabanını oluşturdum. Saplarını da diktim. Astar çalışmadım.

Çanta bitince rengi gözüme bir çocuk için fazla ağır geldi. Bu havayı kırmak için beyaz iplikle ve zigzag dikişle çantanın her yanına süs dikişi yaptım.

Parka giderken kolaylıkla taşıyabileceği hafif bir çanta oldu.




15 Mart 2013 Cuma

Eski Kazaktan Hırkaya Dönüşüm

Eşimin yıllardır dolapta bekleyen merserize bir kazağı vardı. Renkleri çok güzel ama merserize olduğundan pek ısıtmıyor, yakası çok boğaza dayandığından pek rahat giyilemiyordu. Hemen yapıp bitecek bir iş yapsam da ne yapsam diye dolabı karıştırırken gözüme çarptı.

Kabaca kalıbı hoşuma giden bir hırkamı üzerine koyarak kestim. Kollarını hiç çıkarmadan tek seferde diktim. Fazlalıkları kestim. Atma olmadı ama sonradan sökülme ihtimaline karşı elimde sürfile yaptım. Kollarını dışarıya bir kat kıvırarak yarım kol şekinde diktim. Düğme yerine kestiğim kumaşlardan ilik diktim. Düğme yerine aynı kumaştan gül yapıp diktim. Bir saat içinde hem yeni bir hırkam oldu, hem de dolaptaki giyilmeyenlerden bir tanesi eksildi.


25 Ocak 2013 Cuma

Süs Tabağı

Geri dönüşüm diye bir başladım, sonu gelmiyor. İki vazoyu yapınca bir de kuru güllerimi koymak için süslü bir tabak yapayım dedim. Bir liraya aşağıdaki akrilik tabağı aldım.


recycling paper crafts

Her zamanki gibi paldır küldür işe başladığımdan tabağın orijinal halini çekemedim ama altı yuvarlak klasik bir meyve tabağı. Ben bunun yalnızca tabanında güller olmasını istediğimden bir taban gerekti. Evdeki yoğurt kovalarının kapakları küçük geldi. Uygun birşey bulamayınca sert bir mukavvayı istediğim ölçüde daire şeklinde kesip yapıştırdım. Tabanı kabarmasın diye tutkalı sulandırmadan mukavvaya birkaç kat sürdüm.

5 Ocak 2013 Cumartesi

Vazo Dönüşümü

Hastalanıp evde yattığım bir dönemde işyerinden arkadaşlarımın geçmiş olsun hediyesi olarak getirdiği bir vazoydu bu. Hediyeleri kesinlikle saklama huyum vardır.

Ve bu vazo bakın neye dönüştü ?
 Nasıl mı ? Tutkal, kağıt ve ev yapımı seramik hamuruyla...