29 Nisan 2016 Cuma

Son Kışlık Elbise

Aslında başlığım kışın son elbisesi olacaktı ama bir baktım ki bahar bile bitecek neredeyse. Tam havasına giremedik ama takvimler öyle söylüyor.
Elbisem aslında kışın sonlarında bitti, hatta birkaç defa giyildi de. Lakin çocuklara çektirdiğim fotoğraflardan en sevdiğim hali biraz bulanık çıkmıştı. Yeniden çekerim diye bekledim. Çekemedim. Seneye kalsa unutacağım, affınıza sığınarak yayınlayayım dedim.


İşim gereği çok sık elbise giyemiyorum. O yüzden de günlük elbiseleri fazla dikemiyorum. Çünkü yılda ancak bir kere giyebildiğim parçalar dolabımda çok yer kaplıyor. Ben de bu elbiseyi ister degaje yakalı, ister şık bir fularla yuvarlak yakalı olacak şekilde diktim. Ne zamandır aklımdaydı, yaptım oldu.

Aslında basit degaje yakalı hazır trikodan bir elbise. Ama ben yakasını tak-çıkar model yaptığımdan özellikle paylaşmak istedim.
Yakanın degaje hali böyle...



Bu da diğer hali. Bulanık olduğu için özür dilerim. İdare ediverin artık. Bence faydalı bir paylaşım olduğundan bu haliyle yayınladım...


Yakanın görünümü...

Yakayı dikdörtgen şeklinde kestim. Boyunluk şeklinde diktim. Yalnız dökümlü durması için aşağıya gelecek kısmı bayağı genişleterek ütüledim. Bir niyetim de boyunluk olarak kullanmak. İçte kalan kısmına sık aralıklarla çıt çıt diktim.


Çıtçıtların karşılığını da elbise yakasının içine diktim. Yaka takıldığında üzerine geldiğinden dışarıdan hiç görünmüyor. Çıtçıtlar da içten hiç rahatsız etmiyor.
Bir elbise ile iki farklı görünüm yani. Herkese mutlu hafta sonları...





20 Nisan 2016 Çarşamba

Köpek Balığı Kalem Kutusu

Herkese Merhaba,
Yine baharla birlikte klasik dikişlerden biraz nefes alma dönemime girdim. Bu dönemlerde ya boyamalara ağırlık veriyorum ya da oyuncak, gibi değişik şeyler dikiyorum. Tepsilerim ve saksılarım; önlüğüm, aşçı şapkam, tutacaklarım, baykuşum ve lego çantam bu dönemlerde ortaya çıkanlar.

Bu sefer de sevgili dostum pinterestte görüp oğlum için yapmaya karar verdiğim kalem kutusu çıktı ortaya. Erkekler için dikilecek pek bir şey olmayınca bulduğum parçaları genellike kaçırmak istemiyorum.
Patronunu pinterestte buldum.

Kalemlerin geçeceği şekilde yaklaşık 1 cm kadar genişlettim. Biraz daha genişletsem daha iyi olurmuş ama kalemler sığıyor.
Üst kısmını daha önce diktiğim koltuk kılıfımdan kalan tay tüyü kumaştan, altını beyaz keçeden yaptım.
 Modelde ağıza dikilen fermuarla açılıyordu. Ama ben oğlumu tanıdığımdan ve balığın kuyruğuna doğru kaçacak olan silgi için herşeyi boşaltıp doldurmakla bütün dersi geçireceğini bildiğimden fermuarı üste aldım ve üst solungacın (ya da adı her neyse) hemen yanından diktim.


Dişlerini alt kısma kırmızı kumaştan kestiğin dikdörtgen biçiminde bir parçaya beyaz keçeden zigzag kestiğim beyaz keçeyi , iki parçayı karşılıklı dikerek yaptım.


İçini kırmızı yaptım. Kırmızı kumaşı solungaç ve kuyruğu olmadan patrona göre kestim, altına biraz elyaf koyarak baklava deseninde diktim.


 Dikerken önce solungaçları ve kuyruğunu doldurup diktim. Sonra kırmızı elyaflı astarı ve dış kılıfını iç içe koyarak diktim. Metre ile satılan fermuardan kullandım. Fermuarı araya koyarak makinede çevirmek zor olunca dış kısmı makinede, içini elde diktim. bazen el dikişleri makineden çok daha pratik oluyormuş, onu da öğrendim.







Düşünüp tasarlama işi bir kaç gün sürse de bir akşam kesip, bir akşam diktiğim beni eğlendiren, oğlumun çok hoşuna giden bir iş oldu.

7 Nisan 2016 Perşembe

Ceket Etkinliğine Son Anda

Sevgili Ayselce Örgüler bloğunun düzenlediği Ceket Etkinliği'ni ilk gördüğümde tam bana göre demiştim. Kafamda dikeceğim en az üç tane ceket ve elimde buna uygun kumaşlarım da vardı. Gel gelelim evdeki hesap çarşıya uymadı. Ben tek ceketi bile son anda yetiştirebildim. Bahar yorgunluğu, misafirler, etkinlikler, çocukların kermes hazırlıkları, sınavları derken zaman uçup gitti. Neyse etkinlik bitti ama ben ceketlere devam edeceğim.
Kullandığım kumaş esnek kalın jarse. Üzerinde yılan derisi gibi desenler var. İlk başta niyetim basit bir kalıptan hırka-ceket arası bir şey dikmekti. Ama bu aralar kendime temel kalıplar oluşturma ve dikişlerime bunlarla devam etme isteğim yüzünden yakası ve modeli klasik ceket modellerini tercih ettim. Esnek kumaşta kalıbı deneyip, gerekli düzeltmeleri yaparak sonraki dikişlerimde kolaylık olsun istiyorum.
Kalıbım Burda Haziran 2011 sayısından 115 A numaralı model
115a_062011_b_large
Tam bir klasik blazer ceket. Kalıp genel olarak sorunsuz. Ama yaka köprüsü diye bir şey koymuşlar ki evdeki hazır hiçbir ceketimde böyle bir parça yok, beni bayağı zorladı. Bir dahakinde yaka pervazı ile yaka köprüsünü birleştirip dikeceğim. Çok minik bir parça ama uğraştırdı bayağı. Bir de benim omuzlarım kalıplardakinden daha dar. Ne diksem omuzlar geniş kalıyor. Şimdi aynı kalıpta omuz ayarlaması yapmak istiyorum. Nasıl yapılacağını bilen arkadaşların yardımına acil ihtiyacım var.
Kumaşım kalın olduğu için astar yapmadım. İç pervazları ve kolları önce şerit ütüyle yapışan telalarla tutturdum, sonra uçlarından zigzag dikerek hiç kıvırmadan elde bastırdım. Yalnız kumaşın kalın ve esnek olması nedeniyle ütüyü çok zor tuttu. Fazla tutunca kumaşta potluklar oluşuyor, az tutunca özellikle yakada istediğim görünümü vermiyor.
Düğme dikmedim. Sanki böyle daha sade oldu gibi ama belki sonra fikrimi değiştiririm.
Bir de ilk defa daha kalıbı kumaşa aktarırken dikiş paylarını, etek boylarını tam olarak hesaplayarak çizdim. Bunun için evdeki kıyafetlerimi koltuk altlarından ölçerek kumaşa işaretledim. Çok pratik oldu. İyi ki kumaşım azmış, yeni bir şey  öğrendim. Aslında cepleri de vardı, ama yakaya kumaş yetmeyince cepsiz yapmak zorunda kaldım.
Ceketin ayrıntıları böyle. Şimdi de baharın başlangıç görüntüleri eşliğinde ceketim...