3 Kasım 2016 Perşembe

Düşük Belli Pantolonlar Nasıl Yüksek Belli Yapılır?

Merhabalar,
Nereden çıktı bu düşük belli pantolonlar bilmiyorum ama bu modanın çok yoğun olduğu dönemlerde ben pantolon dikmeyi öğrendim. O yüzden kendisine minnettarım. Kumaşları dikiyorum ama hep de dik dik nereye kadar? Ben de bir mağazaya gidip, modelini beğenip en emeksizinden bir pantolon alamayacak mıyım yani? tabii ki aldım ama giymekten de hiç hoşlanmadım. Yok belim üşüdü, yok açıldı, her giydiğimde rahatsız oldum. Bir de şu kanvas ya da kot pantolonlar var tabii. Şu yanları çift dikişli olanlardan.

Sonra düşündüm, düşündüm ve müthiş kolay bir yol buldum. Hepsinin beline yeni bir kemer daha yaptım gönlümce. Yazın aldığım biri bordo, biri lacivert iki pantolonumda ise çok daha kolay oldu bu iş. Çünkü boyları çok uzundu. Ben de boydan kesip bele diktim.

Aşağıdaki resimde görüldüğü gibi paçalarını kesip dikişlerini söktüm. Sonra ütüleyip iki parçayı birbirine diktim.

Sonra parçayı ikiye katlayıp beline aynı pantolon dikerken olduğu gibi diktim. Bu pantolonun kumaşı bayağı esnek olduğu için biraz çekiştirerek diktim, beli lastikli gibi oldu. Yeni kemerin iliğini de açıp düğmesini diktikten sonra bitti gitti.

Yeni kemerim esnek değilse beline lastik geçirdim. Kaymasın diye lastiğin üzerinden de diktim. Resimlerdeki krem ve haki yeşil olan pantolonları bu şekilde yaptım.

Kırmızının altındaki pantolonun kemeri ise yeni ama tükenmez kalemle yıkandığı için lekelenen bir atletten yapılma. Onun içinde de lastik var.

Bu şekilde on taneye yakın pantolonu çok daha rahat kullanılır oldum.
Tabii bu yöntem kıyafetlerini benim gibi üzerine çıkaranlar için.
Kemerin görünmesini isteyenler için de orijinal pantolonun kemerini söküp ütüleyebilir ve sonra içte kalan kısmını başka bir kumaşla tamamlayarak yeniden dikebilirsiniz. Deri kemer içinde hiç farkedilmez. Düğmeleri  için de evde bulunan stoğumdan düğmeleri kullandım. Demir jean düğmesi değilse genellikle ikisini birden değiştiriyorum.
İşte bir evde dikiş makinesi bulunmasının en güzel yanı. Mutlaka her şeye bir çare bulunuyor.

27 Ekim 2016 Perşembe

EnGüzel Kırmızı En Güzel Beyaz Etkinliği

Çok uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. Her zamanki gibi üretkenliğimin devam ettiği ama yayınlamaya gelince tembellik ettiğim günlerden sonra şeytanın bacağını sevgili İrem'in En Güzel Kırmızı En Güzel Beyaz Cumhuriyet Bayramı etkinliği sayesinde kırdım. kendime beyaz bir bluz diktim. Kalınca bir krepten pek fazla zorlanmadan diktim. Bedenini evdeki bluzlarımdan birini kullanarak oluşturdum, kollarını da birkaç defa kullandığım temel gömlek kalıplarından yaptım. Bu ikisini birleştirmede tembellik edince her seferinde tüm kalıpları ve bluzlarımı dağıtıyor, yeniden keşif yapıyorum.
Altına tam bir kan kırmızısı giymeyi çok isterdim ama kırmızı kesinlikle benim rengim değil. İçinde kendimi rahatsız hissediyorum. O yüzden bordo ile idare ettim. Pantolon hazır alınma ama tabiiki benim elimde bir tadilat geçirdi. O da bir sonraki yazıya, hazır yazmaya başlamışken.
Kollarını volanlı kestim ama tam daire çok geniş olacağından kol çevresinden 5 cm daha geniş bir daire oluşturdum. Sonra da daireden 5 cm'lik bir bölümü kestim, kola öyle geçirdim. Böylece hafif genişleyen ama göz yormayan bir kol çıktı ortaya. Rastgele, biraz hesapsız ama tam istediğim gibi oldu.
Şimdi de "ben yaptım, aman ha siz yapmayın" bölümüne. Sarı karbon kağıdını keşfettiğimden beri genelde her şeyde kullanıyorum kalıp çıkarırken. Daha önce de başıma gelmesine rağmen tembellik galip geldi ve bu bluzun kalıbını da sarı karbonla çıkardım. Ama iş bitip de bu izleri çıkarmaya gelince ne mümkün. Şu yepyeni bluz 3 defa makinede yıkandı, bir gece leke çıkarıcı ve kaynar suda bekletilip iyice çitilendi, bir gece de gözümü karartıp çamaşır suyu ve kaynar suda bekletilip çitilenip yeniden makinede yıkandı. Biraz açıldı ama hala benim gözüme dikişlerdeki sarı çizgiler takılıyor. Kaç bluz dikerdim bu kadar uğraşmaya. Diyeceğim karbon kağıdı iyi hoş ama her şeyde olmuyor. Biz you tube terzileri olarak pratiği severiz ama arada ninelerimiz nasıl dikermiş diye bakmakta fayda var.
Sonuç olarak sevdiğim bir bluz ortaya çıktı. Buna vesile olan İrem'e çok teşekkürler. Ve tabii ki Cumhuriyet Bayramı'na. Her geçen yıl bir öncekinden daha coşkulu kutlamamız ve sadece bayramlarda cumhuriyeti hatırlamamız dileğiyle. Herkese iyi bayramlar.


26 Temmuz 2016 Salı

Bayramlık Beyaz Bluzum

Bayram geçeli çok oluyor ama ben ancak fırsat buldum yayınlamaya.
Krep tarzı bir kumaştan Burda'dan çıkardığım basit gömlek kalıbının kollarını ve evdeki başka bir bluzumun bedenini kullanarak diktim. Kollarını dirsek hizsından kestim, araya dantel dikip kollarını volanlı olarak kestiğim parçalarla tamamladım. Yakası göz kararı yapıldı. İçten pervaz diktim. Tam boy resimler bulanık çıktığı için yakın çekimleri kullandım.

Bu da genel bir fikir vermesi açısından aldığım bulanık resmim. En kısa zamanda yenisiyle değiştirmek üzere tabii.

Bayramda büyük bir zevkle giydim. Sırada yeni dikişler olacak.
Herkese daha mutlu olacağımız günler dilerim.

9 Haziran 2016 Perşembe

Püsküllü Bluz

Herkese merhabalar, hayırlı ramazanlar
Diktiklerim biriktikçe birikiyor ama bir türlü gelmeyen yaz, ülke gündemi, okulların yıl sonu etkinlikleri derken yazıların arası açıldıkça açılıyor.
Sırada daha çok bitmiş bluzum olmasına rağmen sonuncuyu çok sevince önceliği ona verdim.

Bir anda çıkan rüzgar ve yağmur altında



Kumaşı aldığım gün bu model aklımdaydı. Kollarında ve eteğinde kullandığım şeritler kumaşımın yalnızca iki ucunda olunca oldukça düşünerek biçtim kumaşı. Bir de alt deseni belli olunca bluzun kol ve etek uzunluklarının dikilmeden önce belirlenmesi gerekti. Bedenini evde olan sevdiğim bir bluzu patron olarak kullanarak, kollarını da son zamanlarda dikişlerimde kullandığım gömlek kalıbını kullanarak yaptım. Kol ağzını ve etek ucunu son zamanlarda sıkça kullandığım paça telası ile yapıştırdım.
Püskül fikri bluz bittikten sonra doğdu. Yapmakla uğraşmadım, hazır aldım. İpiyle püskülü birleştirdiğim yer gözüme kötü görününce birleşme yerini evde bulduğum boncuklarla kapattım.

Kumaş tam yaz günlerinde giymek için. Tiril tiril. Dikmesi de çok kolay bir kumaştı. Yazın kendini gösterdiği ender günlerde birkaç defa giydim bile.

Herkese mutlu hafta sonları...

29 Nisan 2016 Cuma

Son Kışlık Elbise

Aslında başlığım kışın son elbisesi olacaktı ama bir baktım ki bahar bile bitecek neredeyse. Tam havasına giremedik ama takvimler öyle söylüyor.
Elbisem aslında kışın sonlarında bitti, hatta birkaç defa giyildi de. Lakin çocuklara çektirdiğim fotoğraflardan en sevdiğim hali biraz bulanık çıkmıştı. Yeniden çekerim diye bekledim. Çekemedim. Seneye kalsa unutacağım, affınıza sığınarak yayınlayayım dedim.


İşim gereği çok sık elbise giyemiyorum. O yüzden de günlük elbiseleri fazla dikemiyorum. Çünkü yılda ancak bir kere giyebildiğim parçalar dolabımda çok yer kaplıyor. Ben de bu elbiseyi ister degaje yakalı, ister şık bir fularla yuvarlak yakalı olacak şekilde diktim. Ne zamandır aklımdaydı, yaptım oldu.

Aslında basit degaje yakalı hazır trikodan bir elbise. Ama ben yakasını tak-çıkar model yaptığımdan özellikle paylaşmak istedim.
Yakanın degaje hali böyle...



Bu da diğer hali. Bulanık olduğu için özür dilerim. İdare ediverin artık. Bence faydalı bir paylaşım olduğundan bu haliyle yayınladım...


Yakanın görünümü...

Yakayı dikdörtgen şeklinde kestim. Boyunluk şeklinde diktim. Yalnız dökümlü durması için aşağıya gelecek kısmı bayağı genişleterek ütüledim. Bir niyetim de boyunluk olarak kullanmak. İçte kalan kısmına sık aralıklarla çıt çıt diktim.


Çıtçıtların karşılığını da elbise yakasının içine diktim. Yaka takıldığında üzerine geldiğinden dışarıdan hiç görünmüyor. Çıtçıtlar da içten hiç rahatsız etmiyor.
Bir elbise ile iki farklı görünüm yani. Herkese mutlu hafta sonları...





20 Nisan 2016 Çarşamba

Köpek Balığı Kalem Kutusu

Herkese Merhaba,
Yine baharla birlikte klasik dikişlerden biraz nefes alma dönemime girdim. Bu dönemlerde ya boyamalara ağırlık veriyorum ya da oyuncak, gibi değişik şeyler dikiyorum. Tepsilerim ve saksılarım; önlüğüm, aşçı şapkam, tutacaklarım, baykuşum ve lego çantam bu dönemlerde ortaya çıkanlar.

Bu sefer de sevgili dostum pinterestte görüp oğlum için yapmaya karar verdiğim kalem kutusu çıktı ortaya. Erkekler için dikilecek pek bir şey olmayınca bulduğum parçaları genellike kaçırmak istemiyorum.
Patronunu pinterestte buldum.

Kalemlerin geçeceği şekilde yaklaşık 1 cm kadar genişlettim. Biraz daha genişletsem daha iyi olurmuş ama kalemler sığıyor.
Üst kısmını daha önce diktiğim koltuk kılıfımdan kalan tay tüyü kumaştan, altını beyaz keçeden yaptım.
 Modelde ağıza dikilen fermuarla açılıyordu. Ama ben oğlumu tanıdığımdan ve balığın kuyruğuna doğru kaçacak olan silgi için herşeyi boşaltıp doldurmakla bütün dersi geçireceğini bildiğimden fermuarı üste aldım ve üst solungacın (ya da adı her neyse) hemen yanından diktim.


Dişlerini alt kısma kırmızı kumaştan kestiğin dikdörtgen biçiminde bir parçaya beyaz keçeden zigzag kestiğim beyaz keçeyi , iki parçayı karşılıklı dikerek yaptım.


İçini kırmızı yaptım. Kırmızı kumaşı solungaç ve kuyruğu olmadan patrona göre kestim, altına biraz elyaf koyarak baklava deseninde diktim.


 Dikerken önce solungaçları ve kuyruğunu doldurup diktim. Sonra kırmızı elyaflı astarı ve dış kılıfını iç içe koyarak diktim. Metre ile satılan fermuardan kullandım. Fermuarı araya koyarak makinede çevirmek zor olunca dış kısmı makinede, içini elde diktim. bazen el dikişleri makineden çok daha pratik oluyormuş, onu da öğrendim.







Düşünüp tasarlama işi bir kaç gün sürse de bir akşam kesip, bir akşam diktiğim beni eğlendiren, oğlumun çok hoşuna giden bir iş oldu.

7 Nisan 2016 Perşembe

Ceket Etkinliğine Son Anda

Sevgili Ayselce Örgüler bloğunun düzenlediği Ceket Etkinliği'ni ilk gördüğümde tam bana göre demiştim. Kafamda dikeceğim en az üç tane ceket ve elimde buna uygun kumaşlarım da vardı. Gel gelelim evdeki hesap çarşıya uymadı. Ben tek ceketi bile son anda yetiştirebildim. Bahar yorgunluğu, misafirler, etkinlikler, çocukların kermes hazırlıkları, sınavları derken zaman uçup gitti. Neyse etkinlik bitti ama ben ceketlere devam edeceğim.
Kullandığım kumaş esnek kalın jarse. Üzerinde yılan derisi gibi desenler var. İlk başta niyetim basit bir kalıptan hırka-ceket arası bir şey dikmekti. Ama bu aralar kendime temel kalıplar oluşturma ve dikişlerime bunlarla devam etme isteğim yüzünden yakası ve modeli klasik ceket modellerini tercih ettim. Esnek kumaşta kalıbı deneyip, gerekli düzeltmeleri yaparak sonraki dikişlerimde kolaylık olsun istiyorum.
Kalıbım Burda Haziran 2011 sayısından 115 A numaralı model
115a_062011_b_large
Tam bir klasik blazer ceket. Kalıp genel olarak sorunsuz. Ama yaka köprüsü diye bir şey koymuşlar ki evdeki hazır hiçbir ceketimde böyle bir parça yok, beni bayağı zorladı. Bir dahakinde yaka pervazı ile yaka köprüsünü birleştirip dikeceğim. Çok minik bir parça ama uğraştırdı bayağı. Bir de benim omuzlarım kalıplardakinden daha dar. Ne diksem omuzlar geniş kalıyor. Şimdi aynı kalıpta omuz ayarlaması yapmak istiyorum. Nasıl yapılacağını bilen arkadaşların yardımına acil ihtiyacım var.
Kumaşım kalın olduğu için astar yapmadım. İç pervazları ve kolları önce şerit ütüyle yapışan telalarla tutturdum, sonra uçlarından zigzag dikerek hiç kıvırmadan elde bastırdım. Yalnız kumaşın kalın ve esnek olması nedeniyle ütüyü çok zor tuttu. Fazla tutunca kumaşta potluklar oluşuyor, az tutunca özellikle yakada istediğim görünümü vermiyor.
Düğme dikmedim. Sanki böyle daha sade oldu gibi ama belki sonra fikrimi değiştiririm.
Bir de ilk defa daha kalıbı kumaşa aktarırken dikiş paylarını, etek boylarını tam olarak hesaplayarak çizdim. Bunun için evdeki kıyafetlerimi koltuk altlarından ölçerek kumaşa işaretledim. Çok pratik oldu. İyi ki kumaşım azmış, yeni bir şey  öğrendim. Aslında cepleri de vardı, ama yakaya kumaş yetmeyince cepsiz yapmak zorunda kaldım.
Ceketin ayrıntıları böyle. Şimdi de baharın başlangıç görüntüleri eşliğinde ceketim...








8 Mart 2016 Salı

Çok Yaşa

Merhaba,
sabah maillerimi kontrol ederken Morhipo'nun bu güzel mesajıyla karşılaştım, paylaşmadan edemedim.
Tüm dileklerin gerçek olması dileğiyle hepimizin Kadınlar Günü kutlu olsun.

22 Şubat 2016 Pazartesi

Etiketli Ilk Mantom



Havalar ısınmaya başlayacak ama ben mantomu yetiştirdim ve bir kaç haftadır giyiyorum. Aslında daha da önce bitecekti ama tam astarını dikmeye başladığımda yakasına kendi etiketimi dikme fikri oluştu. Derken etiket hazırlama araştırmaları, hazırlaması falan bir hafta sürdü. Sonra  araya başka yazılar girdi. Ben mantomu giydim ama yazısı gecikti. En azından etkinliğe yetiştim.
Model olarak Burda'nın  Ekim 2010 sayısından107 no'lu modelini seçtim. Bu da ilk dikişe başladığım zamanlarda bakıp bakıp dikmeyi hayal ettiğim rüya modellerimdendi.

107_jacket_-_published_no_photo_large

Bu da benim yorumum :


Aradaki fark kemeri tabiiki. Burda kalıplarının ne kadar geniş olduğunu unutarak ve aman kısa olmasın diye bolca pay bırakarak kesince kemere kumaş kalmadı. Benimki de böyle oldu.
Dikmesi oldukça kolay bir kalıp. Şal yakayı patron üzerinde çözmek için biraz uğraştım ama dikmesi pek zor olmadı. Cepler modelde etekten 1 cm yukarıda başlıyordu ama ben sıfır yaptım çünkü 1 cm yukarıda modeli kesiyor gibi göründü gözüme.


 Astarı da sorunsuz dikildi. Ortada çevirme için bıraktığım 10 cm lik kısım dışında astarlamayı da makinede yaptım.


Veee bana iki hafta kaybettiren ama baktıkça gülümseten etiketim. En çok merak ettiğim ensemi kaşındırıp kaşındırmayacağı idi. Hayır, hiç kaşındırmıyor. Etiketin nasıl yapıldığının ayrıntılı yazısını burada yayınlamıştım.


Bu yılın mantosu da bitmiş oldu böylece. Yalnız bir sorum olacak sizlere. Orijinal modeldeki gibi kemer olmayınca beden biraz bol gibi geldi gözüme resimlerde. Ne dersiniz, bedenini biraz daraltsam daha iyi mi olur? Yoksa böyle kalsın mı?


Fikirlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum . Herkese mutlu haftalar...

8 Şubat 2016 Pazartesi

Pencereli Kazak Yaptım

Merhaba,
 Evde  kumaşlarımın olduğu yerin yanında bir de kısa işler yığını vardır. Atmaya kıyamadıklarım, ufacık birkaç dokunuşla bayıla bayıla giyeceğim eski giysiler yığını. Yorucu ya da uzun süren işlerden sonra bir kaç gün ara vereceksem ya da oturduğum yerden bir şeyler yapmak istiyorsam bu yığından bir kaç parça eksiltirim.
Geçen cuma akşamı canım sıkılıyor ama yorgunluktan pek dikiş makineme oturmak istemiyorken elime bir kazak geçti. Sanırım bir 10 yıl önceden kalma, çok kaliteli ve ünlü bir markanın ürünü, ama bir kez bile giyilmeyen hediye bir kazak. Fırfırların her yerden göründüğü ilk yıllardan kalma. Paketi ilk açtığımda trikonun dokusuna ne kadar hayran kaldıysam fırfırlarından da nefret ettiğim kazağım.
Üzerinize giydiğinizde fırfırlar göğsünüzden çıkıyor gibi oluyorlar. O yüzden öncesi fotoğrafı için bile giymeye yüreğim elvermedi.


Niyetim sadece fırfırları sökmekti. Zaten kumaş simli olunca çok harekete gerek yok diye düşündüm. Fırfırları tek tek söktüm. Ama bu oldukça zor oldu. Aynı renk iplikle ve çok sıkı br dikişle dikilmişti. Neyse alttaki fırfırları sökebildim ama en üstteki fırfır yakanın iki dikişinin arasına dikilmiş. Onu sökerken yaka tamamen açıldı. İşte böyle...



Yakayı incelediğimde makineyle ve ilmikleri birbirine geçirerek ve araya alt kısmını da katarak tuhaf ve benim asla yapamayacağım şekilde dikildiğini gördüm. O anda kendime de bayağı bir söylendim. Öyle ya her şeyi bozmanın ne alemi var ? Giymiyorsan ver birine de sevaba gir hiç olmazsa. Şimdi ne yapsam da bunu toplayamam diye. Ve yattım uyudum.
Ertesi akşam başka bir işe başlayayım derken gözüm kazaktan çıkardığım dantellere takıldı. Zaten bozdum, biraz daha uğraşayım diye düşündüm. 
Önce ilmekleri kaçmasın diye tüm söktüğüm yerleri zigzag dikişle diktim. Sonra biye diker gibi danteli üst yakaya diktim.
Sonra da kayma olmasın diye altta kalan yaka açıklığını yakaya teğelledim.


Danteli düz çevirip kazağın üzerine teğelledim. Dikiş makinesi ile dantelin alt dikişlerine denk getirmeye çalışarak zigzag dikişin en küçük boyutuyla diktim.


Son olarak arkada kalan kazağın yakasını dikkatlice kestim. Kesme payını kestiğim yere zigzag dikiş yapabilecek kadar bıraktım. Yaka ile dantelin brleşme yerinde hafif potluk oluşunca danteli yakanın 1-2 mm altına sıkıştırıp yaka lastiği üzerinden yeniden dikerek bastırdım.
Vee kazağımın pencereli hali. Gecenin birinde resmini çektiğim için yüzümü sansürledim görüntü kirliliği olmasın diye.


 Bu da öncesi ve sonrası resmi


Ben  beğendim. Herkese iyi haftalar...

3 Şubat 2016 Çarşamba

Ekose Gömlek


Ekose etkinliği bitti mi bilemiyorum ama benim gömleğim yeni bitti. Gece 12'de kol düğmeleri dikildi, sabah giyilerek işe gidildi ve öğlen fotoğraflandı.
Kumaşını yazın Bandırma pazarı'ndan almıştım. Satan amca bunları eşit boylarda kesip yer sofrası bezi olarak satıyormuş ama ben görür görmez kafamda gömleği bitirdim bile ve aldım gitti. Aslında kızımı düşünerek almıştım ama baktım o pek kararsız kaldı ben de kendim için yaptım.

Kalıbım Burda'nın Nisan 2011 sayısından 106 no'lu modeli.
Aslında  elbise modeli  ama ben gömlek olarak kullandım. Burda'nın bu sayısı benim için yapılmış gibi. Derginin yarısından çoğunu diktim, kalanı da sırasını bekliyor. Bu kalıp da o günden bugüne cesaretimi toplamamı bekliyordu.
Kalıptan daha önce de şifon bir gömlek dikmiştim. Çok güzel bir kalıp. Ama bu kumaş daha kalın olunca kollar dar geldi, yarım cm kadar yanlardan açtım.
Ön penslerini çalışmadım.
İlk defa roba  diktim. Pek bir zorluğu yokmuş.
İlk defa bir seferde kol takabildim ki sökme rekorum en az 3 defa idi.
İlk defa  kuralına uygun olarak kol yırtmacı ve manşeti yaptım. You tube sağolsun. Özellikle "Sewing Guru" diye bir adamın anlattıklarından çok faydalandım.
Sonuçta beni yormayan, diker dikmez giymek istediğim bir gömleğim oldu.

Bu gömlekten neler öğrendim ?
Öncelikle Burda'da daha önce hiç dikkat etmediğim işlem sırasına uyunca işlerin çok daha kolay işlediğini
Her kalıbın her kumaşa uygulanmayacağını, bu yüzden dikiş paylarını fazlaca bırakma alışkanlığımın pek de fena bir şey olmadığını,
Kol yırtmacını (sleeve placket dedikleri şey) , kolu takmadan önce yapmak gerektiğini
Kolları bedene en son işlemde birleştirmenin en doğrusu olduğunu öğrendim.
Şimdi ne dikeceğimi düşünmekle meşgulüm. Her gün fikrim değişiyor. Bir kumaş stoğuma, bir Burda'lara bakıyorum. Bakalım piyango hangisine çıkacak.


Kol pervazım
Tüm iç dikişleri dikiş paylarını kıvırıp yeniden kapattım
İlk roba dikişim

Mutlu son





13 Ocak 2016 Çarşamba

Bol Resimli Kendi Etiketini Yaratma Aşamaları


Bu sefer bol fotoğraflı bir yayın hazırladım sizlere. Dikiş dikmeye başladığımdan beri kendi etiketimi yaptırmak kafamın bir köşesinde vardı. Dikişi geliştirdikçe ve diktiklerim gözüme güzel gelmeye başlayınca daha bir düşünür oldum. Önce hazır yaptırayım dedim ama sadece kendime ve sevdiklerime dikince bir anda çok sayıda etiket de gereksiz geldi gözüme. Bir de tabii etiketimi kendim yaptım demenin cazibesine kapıldım.
Daha önce Kendi Aplikenizi Kendiniz Yapın yazımda anlattığım gibi oğlumun çantasına aplikelerini internetten bulup yazıcıdan çıkararak kendim yapmış ve çok da memnun kalmıştım. Çanta yıkanmasına rağmen hiç solma, bozulma olmadı. Buradan hareketle kendi etiketimi yaptım ben de:


Önce can dostumuz pinterestte bir araştırdım. Çeşitli yöntemler var. Ben de bu yöntemlerle ve geçmiş tecrübemi birleştirerek yapmaya başladım.
Öncelikle kendime hoşuma giden güzel bir logo buldum. Google görsellerden "sewing labels" şeklinde aratınca sayısız logo çıkıyor karşınıza.
Aşağıdaki iki resmi paintte açarak ve hoşuma gidecek şekilde değiştirerek bir şeyler tasarladım.



Bu arada şunu belirtmek isterim ki bu işlemler en basit şekilde yapılanlar. Elbetteki bu konuda çok daha profesyonel programlar var. Ben sade bir şeyler istediğim ve kendi bilgim ve imkanlarım dahilinde en kolay şekilde yaptığım için bu yolu kullandım.
İkinci resimde adı yer alan site benim görseller konusunda en çok kullandığım site. Harika resimler, kartlar, arka plan resimleri, ne ararsanız var.
Bunları kullanarak paintte şu etiketi oluşturdum.

Etiketi tersten yapıştıracağımız için bize ayna görüntüsü gerekiyor. Yoksa yazılar kumaşa aktarılınca ters görünüyor. Resmi seçerek paintte "yatay döndür" seçeneğine bastım ve resmin tersini oluşturdum ve yazıcıdan çıktısını aldım.



Benim yazıcım lazer yazıcı idi. Ama aplike yaptığım zaman kullandığım yazıcı ink jet idi. Sonuçta ikisi de kullanılabiliyor. Yalnızca ink jet yazıcıdan çıkan resimler iyice kurutulmayınca üzerine sürdüğünüz tutkallar renkleri dağıtabilir. O yüzden buradan çıkan resimleri bir gün bekletmenizde fayda var bence.
Resim hazır olduğuna göre şimdi üzerine transfer tutkalı sürebiliriz. Benim elimde kumaşa transfer tutkalı vardı, onu kullandım. Pinterestte meşhur mod podge kullanılabileceği yazıyor. ben de aynı fikirdeyim. Dekupaj tutkalı hatta kırtasiye tutkalı bile olabilir bence.


 Tutkalı ters çevirilmiş resminize her yerini kaplayacak şekilde sürüyoruz.


 Sonra beyaz veya krem rengi kumaş üzerine, tutkallı kısmı kumaşa gelecek şekilde yapıştırıyoruz. Ben kırpık kumaşları kullandığım için etiketleri kesip ayrı ayrı yapıştırdım. Cimrilik işte...


Üzerinden hafifçe bastırarak resmin tamamen kumaşa yapışmasını sağlıyoruz. Resmin üzerine bir naylon örterek ve üzerinden elle veya bir merdane ile bastırarak arada kalabilecek hava kabarcıklarını gideriyoruz. Burada en çok alttaki kumaşın buruşmamasına dikkat ediyoruz. Arada tutkal olduğu için bu işlemleri tutkal kurumadan hızlıca yapmak gerekiyor. Bu işlemler bittikten sonra en az 24 saat bekletmemiz gerekiyor.
Daha sonra su dolu bir kaba batırdığımız bir sünger ile tüm kağıdı ıslatıyoruz. Parmak uçlarımızla hafifçe kağıda sürttürerek kağıdı soyuyoruz.

Bu işlem biraz uzun sürebilir. Çünkü kurudukça yazılar yine soluyor. Ben aralıklarla üç defa yaptım soyma işini. Kurudukça resmi kontrol edip solduysa yeniden ıslattım.
En sonunda etiket tam olarak ortaya çıkınca etiketi korumak için evde her şey için kullandığım ahşap tutkalını aralarda kurutarak bir fırçayla iki kat  sürdüm.


 Son olarak da sürfile makasıyla kestim. İşte etiketim hazır. İstediğim yere dikebilirim artık.


Aynı yöntemi çocukların eşofman ve diğer okul malzemelerine isim yazmak için de kullanacağım.
Bir şeyi daha kendi ev imkanlarımla yapmanın mutluluğuyla bu günü de böylece bitirdik.