28 Nisan 2015 Salı

Dantel Elbise


Herkese mutlu haftalar. Kızım için diktiğim elbise nihayet karşınızda. Tam iki ay önce biten, erkek kardeşimin düğününde giyilen,  ama düğün  telaşından o gece resmi tam olarak çekilemeyen elbise. 

Artık diktiklerimi iftiharla kalabalıklar karşısında sergileyebiliyorum. Hatırlarsanız nişan töreninde de kendime bir elbise dikip giymiştim. Bu elbise de daha çok düğün tarihinin soğuk havalara denk gelmesi nedeniyle dikildi. Aslında kızıma elbise dikmeyi teklif ettiğimde şiddetle reddetti. Ben de dayısının düğününde gönlünden geçeni yapması için hiç karışmadım. Düğünden iki ay önce gezmeler başladı ki, sanırsınız kendi evleniyor. Ama yaş on iki olunca ve biz de küçük bir şehirde yaşayınca evdeki hesap çarşıya uymadı. Bir kere aylardan şubat. Mezuniyet töreni kıyafetlerinin çıkması için çok erken. Kendi yaşına uygun elbiseler fazla dantelli cicili bicili. Yaşına uygun ama ruhuna değil. Kızı olanlar bilir, artık kızlar 10 yaşına girince bir genç kız havaları geliyor üstlerine. Bu sefer genç kız kıyafetlerine baktık. Sünger dolgulu göğüsler, taşlı pullu abiyeler, cesur dekolteler de uymadı bize. Nette araştırdığımızda  “teenager dress” diye bir kategori  var. Frapan genç kız ile süslü çocuk arası, daha masum elbiseler. Fiyatları da makul  ama  düğün bu, bir gün bile gecikse açıkta kalırız. İş başa düştü yine.  Ama kendimi de ağırdan satmayı ihmal etmedim tabii.
Neyse efendim, genelde nevresim satan kumaşçıların minnacık numunelik kumaş reyonlarından dantel kumaşlar aramaya başladık. Danteller çok klasikti ama birden gözüme başka bir müşterinin namaz başörtüsü diye baktığı kumaşlar çarptı. İlk bakışta beyaz tül üzerine kabartma desenler olsa da birden altına mavi renkli astar hayal ettim ve tamamdır dedim. İşte bu kombini oluşturdum.

Kızım bayıldı ve o saatten sonra, mağaza gezmeye son verdik.
Eve gelip “aç kızım interneti, göster ne istiyorsan” diyerekten açtık, modellere baktık. Neticede genç kızlara en çok yakışacak model  kolsuz üst ve büzgülü bir etek. Tüm modeller aşağı yukarı aynı. Kimisi sırtını kalp şeklinde açmış, kimisi sağına soluna fiyonk ya da fırfır eklemiş. Patron falan çıkarmadan, önce elimdeki kumaşı etek boyu kadar kesip ayırdım ve tamamını büzdürüp etek yaptım. Düğün elbisesi olduğu için abartmaktan kaçınmadan olabildiğince büzgülü yaptım. Kumaşın boyu 3 metreydi, enden 52 cm kadarını ayırıp tamamını etek için kullandım.  Büzgüler düzenli olsun ve benim işim kolay olsun diye büzmede lastik kullandım. Önce astar ve danteli dikdörtgen şeklinde birbirine diktim, sonra da lastiği dikerek büzdürdüm, etek bir saate kalmadan şipşak bitti.
Üst kısmı da sipariş üzerine önü düz, arkada çapraz birleşen askılardan oluştu. Kumaşı yine dikdörtgen kesip kol oyukları açtım. 


Yandan gizli fermuar ile birleştirdim. Bu iş korkulu rüyamdı. Hem çift kat kumaşı büzdürmeden dikmem gerekiyordu, hem de kumaş ve astar çok ince olduğundan her söküşte iz bırakıyordu. Neyse ki tek seferde hatasız diktim.
Ön taraftaki potluğu iki pens ile yok ettim. Kol oyuğunun tam bittiği yerden askıları başlattım. Askıların iç tarafını da pervazla temizledim.


Etek ile üst tarafı birleştirdim. Önceden diktiğim lastik biraz potluk yaptığı için eteği birleştirdikten sonra lastiği söktüm. Dikişleri son olarak astardan yaptığım biye ile kapattım. Hem dıştan, hem içten tertemiz oldu. Resimde pensleri de göstermek istedim ama çok dikkatli bakınca anlaşılıyor.


 Beline de kalın siyah bir kurdele bağlayınca dikmesi çok kolay, ama kumaşı nedeniyle oldukça çarpıcı bir elbise oldu.



 Resimler geç kaldı ama baharı da tüm güzelliğiyle yakalamış oldu. Bir kez daha, okumaktan sonra hayatımda yaptığım en iyi şeyin dikiş dikmeyi öğrenmek olduğunu düşündüm.


20 Nisan 2015 Pazartesi

Kışa Elveda Elbisesi

Merhaba,
Kışın son elbisesini de dikip sezonu kapatmış bulunmaktayım. Elbisemi geçen hafta diktim. Tam giymeyi planlıyordum ki havalar ısınıverdi. Hiç değilse bir kez giymeyi umuyorum. Bu hafta giydim giydim yoksa seneye kalır.

dress

 Kumaşımı Ocak ayında gittiğim Bandırma Pazarından almıştım. İki taraflı kumaşlardan. Alırken çok tereddüt ettim. Çünkü deseni eski divan örtülerine benziyordu. İlk aldığımda kafamda bu yıl herkesin diktiği şelale yaka bir hırka dikmek vardı. Sonra bir anda elbisenin de çok güzel olabileceğini farkettim. Öyle de yaptım.
Yine belli bir patronu yok. daha önce diktiğim çiçekli yün elbisemi patron olarak kullanarak diktim. Yalnız bu sefer kumaşım esnek değilmiş, o yüzden kollarında zorlandım. İki kere söktüm, diktim. Aslında kendime bir kol patronu çıkarmalıyım. Sürekli erteliyorum. Öyle olunca da çok zorlanıyorum. Bir seferde yapacağım işi birkaç seferde bitiriyorum. Fermuar dikmedim. Pek esnek olmadığından diksem de olabilirmiş ama bu da böyle oldu artık.
Onun dışında pek zorlanmadım. Yaka ve kol ağızlarında kumaşı tersinden ve enine olarak kullandım. 

Daha iyilerini dikmiş olsam da fena olmadı sanırım. 

Özellikle çizme ve kabanla kombini hoşuma gitti.



Herkese mutlu ve bol dikişli haftalar... 

17 Nisan 2015 Cuma

Aşçı Şapkası

cooker hat

Mutfağım için yaptığım eldiven, kalpli tutacaklar ve önlükten sonra tam takımın tamamlandığını düşünüyordum ki yanılmışım. Diktiklerimi önce oğlumun doğum günü hazırlıklarında kullandım. Önlüğümü taktım ama başım açıkta kaldı. Olası bir saç dökülmesine karşı başımı kapatmak isteyince dolaptan çıkardığım anne tülbenti, bayıla bayıla taktığım önlüğümün üzerinde çok zavallı durdu. Hem de tülbent taktığımda zaten ince telli olan saçlarım öyle bir şekle giriyor ki yıkamadan etrafta dolanmam bile mümkün olmuyor. Kumaşım var, fikrim var, hemen o akşam kendime bir aşçı şapkası diktim.
Aslında alt tarafına lastik geçireceğim basit bir başlık yapmaktı amacım. Başımın ölçüsünü kabaca kulaktan kulağa aldım, bir iki cm ekledim. Bende yaklaşık 42 cm kadar oldu. Yarım metreye yakın bir kumaşın ortasından daire kesmeye kıyamadığımdan ve kumaşım yoğun çiçekli olduğundan iki yarım daire kesip ortadan birleştirdim. Ama başıma taktığımda istediğim gibi dökümlü olmadığını gördüm. Elimdeki şapka bildiğin güneş şapkasından hallice olmuştu. Bir de ucuna lastik takmak için dikersem iyice kafama yapışacaktı. Çare yok, altına genişçe bir bant geçirdim.
Bandı başımın çevresi + 7 cm, yüksekliğini de 12 cm olarak aldım. Kalıbım aşağı yukarı şu şekilde oldu :



Bandı ikiye katlayıp ütüledim. Bant geçirdiğim yerin birleşme yerine kolay takıp çıkarmak için cırt cırt bant diktim. Bandın iki ucunun birleşme yerine denk gelen kısımda dairemden yaklaşık 10 cm yüksekliğinde bir üçgen kestim, içe doğru kıvırıp diktim.


Dairenin etrafını en geniş dikiş aralığında dikerek bandın genişliğine denk gelinceye kadar büzdürdüm. Daha önce iki ucunu diktiğim bandımı dairenin etrafından geçirerek, daireyi arasına alacak şekilde diktim.

Her zamanki gibi yapmışken şöyle yapayım derken karşıma bayağı bir aşçı şapkası çıktı. Başta böyle bir niyetim olsaydı önce nette araştırır, kafamda tasarlar, bayağı bir zaman geçtikten sonra dikerdim. Oysa doğaçlama da aynı şey çıkıyormuş ortaya. Diyeceğim, bazı şeyleri öyle çok kurcalamadan yapmak gerekiyor. Toplamda oyalanmalarıma rağmen 2 saat falan sürdü. Üzeri bol olduğu için saçımı şeklini hiç bozmadan kapatabiliyorum. Şimdi mutfak takımım bitti diyebilirim. Ama çok hoşuma gitti. Kızıma ve sevdiklerime de yapasım var bu takımlardan hediye olarak. Herkes dantel yapar, ben de dikişlerimle çeyiz yapayım bari.

Herkese çok mutlu, bol güneşli bir hafta sonu diliyorum.
  


9 Nisan 2015 Perşembe

Ufak Bir Dokunuşla Kazak Yenileme

Yine oldukça yorucu ve hareketli geçen bir hafta sonundan sonra elimi oyalamak adına ufak tefek işlerle meşgul oldum bu hafta. Geçen hafta oğlumun yaş günüydü. Arkadaşlarını çağırdı. Hazırlıklar bütün hafta sürdü haliyle. Cumartesi  günü çocuklar gönüllerince eğlendiler, bana da yorgunluğu kaldı. Ertesi gün de sadece dinleneceğim diye düşünürken, kendimi yine temizlik yapar halde buldum. İşe bir tek halıyı süpüreyim diye başlamışken halıda görünen çeşitli büyüklüklerdeki ketçap, pasta kalıntıları ve çeşitli içecek damlaları benim kıymetli  Pazar günümü tüm halıların silindiği bahar temizliğine dönüştürdü.
Hafta sonu öyle geçince yeni bir işe başlamayı gözüm almadı. Yarım kalan işler kutusundan bir iki giysi düzeltme, sökük dikme işi hallettikten sonra gözüm geçen yıl aldığım kazağıma takıldı. Fiyatı çok uygun olduğu için almıştım. Daha mağazada seçerken bile ben buna bir şeyler yaparım diye tasarlamıştım, kısmet olmadı bu zamana kadar.
Kazağımın İlk Hali

Diktiğim süslerin ilk aldığım hali

kazağın geri dönüşümü
Veee sonuç



Bir de malzeme satan dükkanlarda ilk keşfettiğimde her çeşidini aldığım pul mu desem, çakma zımba mı desem metre işi satılan bir dolu süsüm var. Seçtim içinden bir tane, makasla şeritler halinde kestim kestim, sıvı silikonla yapıştırdım. Bunları ayırmamakla çok iyi etmişim, çünkü tek tek yapıştırsam hem düz bir şerit havası veremezdim, hem de mutlaka kazağa yapıştırıcı bir şekilde damlardı. Toplamda yarım saatte yepyeni ve bence şık bir kazağım oldu. Sevgilerimle…

2 Nisan 2015 Perşembe

Sonunda Önlüğüm Bitti




apron with towel

 Nihayet önlüğüm de bitti. Kafamda bayağı bir evirip çevirip, en iyisini yapayım, denemediğim şeyleri deneyeyim derken dikmesi kısa ama tasarımı uzun süren bir çalışma oldu.
Aslında kafamda iki yıldır olan bir şeydi böyle bir önlük dikmek. O zamanlar böyle havlu takılmış önlükler falan yoktu. Tasarım tamamen ihtiyaçtan doğdu. Çünkü benim el kurulama hastalığım var. Islak elle hayatta duramam, illaki kupkuru olacak. Hatta, kendimi bazen ard arda yıkanacak şeylerin arasında bile ellerimi kurularken yakalıyorum. Hiçbir dolaba, tabağa ıslak elle dokunamam. Bu huyum da mutfaktaki hareketliliğimi beşe katlıyor. Bir baktım havluya ulaşmak için katettiğim yol esas beni mutfakta oyalayan ve tabii ki yoran. El kurulayacağım diye dört dönüyorum mutfakta. Aklıma buradan geldi önlüğüme takılı bir havlu olması. İlk tasarım sadece sıradan bir havluya kemer takıp belime bağlamaktı. Ama madem ki dikiyorum, hepsinden farklı olsun diye diye kemerli havlu oldu bana dört başı mamur bir tasarım.