Uzun zaman önce www.bhg.com adlı sitede gezerken aşağıdaki resim gözüme çarptı. Çok hoşuma gitti ve hemen kaydettim:
O gün bugündür bilgisayarıma kaydettiklerim arasında duruyordu. Nihayet nasıl yapacağıma karar verdim. Önce internetten istediğim ölçülerde bir kalp buldum. Sonra bir kontrplaktan eşime dekupaj testeresiyle iki adet kalp kestirdim.
Kalplerimi beyaza boyadım. Üzerine gül resimlerini dekupaj yaptım. Kalpler bittikten sonra çubuğunu çok aradım. Ağaç dalı olmadı, örgü şişi olmadı, çıta aldım, köşeli olunca iyi durmadı, oklava kalın kaçtı. En sonunda Ankara'ya gittiğimizde eşimle uğramadan hayatta ayrılmadığımız Bauhaus'da çıtaların ve ahşapların olduğu reyonda tam istediğim gibi yuvarlak sopalardan buldum.
Sopaların ucuna kıl testereyle kontrplak üzerine çizip kestiğim ok uçlarını yapıştırdım, boyadım. Vernikledikten sonra perdeme taktım.
Kumaş perde tutucularından çok daha kullanışlı. Perdeye takılıp sökülecek kadar pütürlü değil ama perdenin kaymasını önleyecek kadar iyi tutunuyor. Kumaşlardan kesinlikle daha kullanışlı.
25 Eylül 2013 Çarşamba
15 Eylül 2013 Pazar
Eski Çoraplarınızı Ne Yaparsınız?
Okulların açılması yaklaşınca evi de yavaş yavaş okul moduna getirmeye çalışıyorum. Geçen yılki defter kitaplar kaldırılıyor, yazın bolca kullanılan oyuncaklar azaltılıyor ve eski ya da küçülmüş kıyafetler eleniyor. Bunlardan biri de bu yazının konusu çoraplar. Tabanları erimiş ama üzeri sapasağlam. Üstelik diz altı olduğundan bayağı da geniş. İçimden bir şey yapılabileceğini hissediyorum ama çıkaramayınca bir kaç gün bir köşede beklettim ve sonunda buldum. İşte malzemeler:
Çorabı dikkatlice saksıya geçirdim. Üzerini kestiğimde kaymaması için beyaz tutkalla birkaç kat geçtim. Tam kuruması için iki gün beklettim.
İyice kuruduğunda sertleşmişti. Aldım elime maket bıçağını, saksının ağzından dikkatlice üzerindeki fazlalıkları kestim. Verniğe bile gerek kalmadı ama ben uzun zaman kullanmak için yine de bir kat vernikledim.
Çorabı dikkatlice saksıya geçirdim. Üzerini kestiğimde kaymaması için beyaz tutkalla birkaç kat geçtim. Tam kuruması için iki gün beklettim.
İyice kuruduğunda sertleşmişti. Aldım elime maket bıçağını, saksının ağzından dikkatlice üzerindeki fazlalıkları kestim. Verniğe bile gerek kalmadı ama ben uzun zaman kullanmak için yine de bir kat vernikledim.
Etiketler:
before-after,
DIY,
eski çorapları değerlendirme,
geri dönüşüm,
öncesi-sonrası,
saksı dönüşümü
5 Eylül 2013 Perşembe
Kızlara Messenger Çanta
Son yazımdan bu yana bir aydan fazla zaman geçti. Bu süreye güzel bir tatil sığdırdık. Dönüş telaşı, işe başlama, tatil sonrası depresyonu derken işlerimi bitirdim, yine terapi merkezim dikiş makinemin başına oturdum. En son oğluma eski t-shirt'ten çanta dikmiştim. Çanta biter bitmez bu sefer kızım bana da diye tutturdu. O'na sözüm vardı, makinenin başına oturur oturmaz ona bir çanta diktim. Ama kızlara dikmek ayrı bir şey. Basit bir çanta messenger (postacı çantası)çantaya dönüştü. İçine cepler yapıldı, kapağını süslemek için uğraşıldı. Sonunda ortaya güzel bir şeyler çıktı.
Kapağın iç kısmına iki geniş cep yaptım. Alttaki cep kitap koyacak kadar büyük. Üstteki cep de aynı boyda fakat onu üçe böldüm. Kalem, mendil,vs. koymak için. Kullandıkça genişleyip sarkmaması için biyelerin içinden lastik geçirdim.
Kapak kısmına evde bulunan renkli kumaşlardan iki kedi kestim. Kestim demek kolay tabii. Önce stencil modellerinin olduğu siteleri ve google sayfalarını aşık kediler diye taradım. Bulduğum resmi çantanın kapak kısmına uyacak şekilde genişlettim. Dikmeden önce daha dik durması için kumaşlara beyaz tela ütüledim. Kot kumaşına kedileri dikerken kaymaması için önce tekstil yapıştırıcısı ile yapıştırdım, sonra zigzag dikişle diktim. Sonra küçük kediyi dişi yaptım, nazar boncuklu tasma ile pek süslü oldu.Büyük olan erkek kediye de papyon diktim. Aralarındaki büyük aşkın şahidi olarak da etrafta uçuşan kalpler yaptım.
Astarını da başka bir kumaştan yaptım. Astarın içine küçük bir cep diktim.
Çantanın saplarını dikmeden önce etrafına kareli biye geçirdim.
![]() |
Kapağın içinin görünüşü |
![]() |
Kapağın dikilmemiş hali |
Astarını da başka bir kumaştan yaptım. Astarın içine küçük bir cep diktim.
Çantanın saplarını dikmeden önce etrafına kareli biye geçirdim.
Çantamız pek şirin oldu. Yaşıma uygun olmayacak ama gizli gizli kullansam mı diye düşünüyorum.

25 Temmuz 2013 Perşembe
Yeni Bir Eski T-Shirt Değerlendirmesi
Bu çocuklar ne kadar da inatçı oluyor. Dolaplar dolusu yeni kıyafet içinde gidip en eskisini ve küçülmüşünü bulup giyiyorlar.
Yine uzun uğraşlardan sonra benim ısrar etmekten pes ederek kesmekten başka çare bulamadığım bir t-shirt çanta oldu. Çocukların aşığı Ben-10 resimli sevgili t-shirt'ümüzün önceki halini ve nasıl kestiğimi de fotoğrafladım.
T-shirt'ü koltuk altından kestim. Kestiğim parçayı önce siyah bir kumaşın üzerine diktim. Sonra da bu kumaşı çantanın ön yüzü olacak şekilde aynu boyutlarda bir parçayla daha birleştirdim. Alt köşelerden aynı boyutlarda 2 adet üçgen dikerek tabanını oluşturdum. Saplarını da diktim. Astar çalışmadım.
Çanta bitince rengi gözüme bir çocuk için fazla ağır geldi. Bu havayı kırmak için beyaz iplikle ve zigzag dikişle çantanın her yanına süs dikişi yaptım.
Parka giderken kolaylıkla taşıyabileceği hafif bir çanta oldu.
Yine uzun uğraşlardan sonra benim ısrar etmekten pes ederek kesmekten başka çare bulamadığım bir t-shirt çanta oldu. Çocukların aşığı Ben-10 resimli sevgili t-shirt'ümüzün önceki halini ve nasıl kestiğimi de fotoğrafladım.
T-shirt'ü koltuk altından kestim. Kestiğim parçayı önce siyah bir kumaşın üzerine diktim. Sonra da bu kumaşı çantanın ön yüzü olacak şekilde aynu boyutlarda bir parçayla daha birleştirdim. Alt köşelerden aynı boyutlarda 2 adet üçgen dikerek tabanını oluşturdum. Saplarını da diktim. Astar çalışmadım.
Çanta bitince rengi gözüme bir çocuk için fazla ağır geldi. Bu havayı kırmak için beyaz iplikle ve zigzag dikişle çantanın her yanına süs dikişi yaptım.
Parka giderken kolaylıkla taşıyabileceği hafif bir çanta oldu.
Etiketler:
before-after,
DIY,
dikiş,
erkek çocuklara çanta,
geri dönüşüm,
kendin yap,
öncesi-sonrası,
t-shirtten çanta yapımı
20 Temmuz 2013 Cumartesi
Eski Erkek Gömleğinden Çocuk Bluzu
Burda'nın Mayıs 2010 sayısındaki tuniği görünce aklıma eşimin dolabında duran gömleği geldi. Çok eski değildi ama pek sık da giymiyordu. Yani bana göre olmaması kimse için bir kayıp sayılmazdı.
Önce ceplerini çıkardım, sonra tam koltuk altından kestim. Önünü arkasına getirip büzdüm. Üst tarafı için dergideki yaka kısmının kalıbını çıkardım. İki tarafı araya fisto koyarak birleştirdim. Aynı fistodan kollarına ve eteğine de diktim. En son da klasik gömlek düğmelerini çiçekli düğmelerle değiştirdim.
Gri renk çocuğa gitmez diye düşünmüştüm ama beyaz fisto ile birlikte oldukça güzel durdu.
Etiketler:
çocuk bluzu dikişi,
DIY,
dikiş,
erkek gömleğinden çocuk bluzu,
geri dönüşüm
12 Temmuz 2013 Cuma
Yeni Elbise
Bu sefer yeni aldığım bir kumaşla elbise diktim. Ama eski bir elbisenin büyütülmüş modelini. Kızım, geçen yıl aldığımız ve ancak birkaç defa giyebildiği elbisesini tatil valizine koymadan önce büyük bir hevesle giymeye teşebbüs ettiğinde sonuç hüsran oldu. Elbise küçülmüştü. Beden kısmı öyle daralmıştı ki ölümüne bir gayretle fermuarını kapattığımızda nefes alamayacak haldeydi. Çok üzüldü tabii.
Ben olaya hemen el koydum. Elbise, önü ve arkası üçer parçadan oluşan altı çan etek formunda bir modeldi. Yalnız parçaları birleştirirken aralara biye geçmişlerdi. Önce o biyeleri yapmasam da olur diye düşünerek tüm parçaların olduğu gibi kalıbını çıkardım. Sonra da birer cm ekleyerek genişlettim. Kumaşımı buna göre kestim. Dikmeden önce bir cesaret geldi, yeşil düz kumaşla aralarına biye geçirmeyi denedim. Gerçekte doğrusunun ne olduğunu bilmiyorm ama 2 cm genişliğinde yeşil kumaşımı kestim, aradan görünecek şekilde iki parça arasına diktim. Biraz oyaladı ama pek zorlandığımı söyleyemem. Sonradan yapsaydım daha iyi olurdu dediğim tek şey üst kısmına tela koymamak oldu. Giyince biraz kıvrılıyor ama acemilik işte olacak artık.
Ben olaya hemen el koydum. Elbise, önü ve arkası üçer parçadan oluşan altı çan etek formunda bir modeldi. Yalnız parçaları birleştirirken aralara biye geçmişlerdi. Önce o biyeleri yapmasam da olur diye düşünerek tüm parçaların olduğu gibi kalıbını çıkardım. Sonra da birer cm ekleyerek genişlettim. Kumaşımı buna göre kestim. Dikmeden önce bir cesaret geldi, yeşil düz kumaşla aralarına biye geçirmeyi denedim. Gerçekte doğrusunun ne olduğunu bilmiyorm ama 2 cm genişliğinde yeşil kumaşımı kestim, aradan görünecek şekilde iki parça arasına diktim. Biraz oyaladı ama pek zorlandığımı söyleyemem. Sonradan yapsaydım daha iyi olurdu dediğim tek şey üst kısmına tela koymamak oldu. Giyince biraz kıvrılıyor ama acemilik işte olacak artık.
Kumaşla bütünlük olsun diye eskisinde beyaz kumaşla dikilen alt ve üst kısma yeşil kumaş ekledim. Tek farkı askılarını omuz kısmında hafifçe genişleyip sonra yine daralan şekilde yapmam oldu. Dikiş paylarını fazla bıraktım ki bir dahaki yıla da genişletme imkanım olsun. Eskisinin aynısının farklı rengi olduğunu kesinlikle söyleyebilirim.
Etiketler:
çocuk elbisesi,
DIY,
dikiş,
elbise dikişi,
kendin yap
7 Temmuz 2013 Pazar
İlk Dikiş Makinem
Dikişle haşır neşir olduğumdan beri yazmam gereken bir yazıyı bugün yazmak istiyorum. İlk dikiş makinemi sizlere göstermek istiyorum ve bana geliş hikayesini. İşte benim kıymetlim ve hep öyle kalacak makinem:
Ne kadar başka bir zamandan gelme değil mi? Her baktığımda bir ağırlık, bir yaşanmışlık görüyorum. Sevgili makinemin bize geliş hikayesi annemin her şeyi tamir etmeye bayılan eşime "tavan arasında eski bir dikiş makinesi var, ayarlayabilir misin" diye sorması ve bizim makineyi alıp eve getirmemizle başladı. Benim uzaktan yakından dikişle hiçbir alakam yok. Öyle ki, eşim evde kurcalarken ve tamircilere taşırken bile bir kere merak edip bakmadım. Hep anneme verilecek emanet olarak gördüm. İpliğini geçirmeyi tamircilerden öğrendik. Eşimin uğraşları sonucu makine çalışır hale geldi. Kutusuna koyup kaldıracakken eşimin " bir deneseydin bari" demesiyle biraz da ilgisizliğimden utanarak makinenin başına geçtim ve pedalına var gücümle bastım. Bez makinenin iğnesi altında yıldırım hızıyla giderken ben korkudan ellerimi kaldırmış bakıyordum.
Derken önce hızını kontrol etmeyi öğrendim. Sonra onun tıkırtılarıyla tüm günün yorgunluğunun kaybolup gittiğini farkettim. Her gün küçük bir çocuğun merakıyla oturdum, her gün yeni bir şey öğrendim. Gittikçe günlük hayatımın vazgeçilmezi oldu .
Dikiş aşkımı borçlu olduğum makine. Kaç yıllık olduğunu merak ettim. Annem kendini bildiğinden beri evlerinin bir parçasıymış bu makine. En az 50 yıllık. Üzerindeki işlemeler, ağır kutusu, çıkardığı takur tukur sesler beni hep eski zamanlara götürüyor. Ben anneannemi resimleriyle karışık hayal meyal hatırlıyorum. Acaba torununun yıllar sonra bu makinenin başında olacağını bilse ne düşünürdü? Bitirdiğim her işten sonra mutlaka aklıma düşüyor, onun ruhuna dua ediyorum.
Şimdi yeni bir makinem var ama kıymetlim hala kutusunda duruyor. Sanki gözümden uzakta olursa ilhamımı kaybedecekmişim gibi hep yakınımda bir yerde.
Ne kadar başka bir zamandan gelme değil mi? Her baktığımda bir ağırlık, bir yaşanmışlık görüyorum. Sevgili makinemin bize geliş hikayesi annemin her şeyi tamir etmeye bayılan eşime "tavan arasında eski bir dikiş makinesi var, ayarlayabilir misin" diye sorması ve bizim makineyi alıp eve getirmemizle başladı. Benim uzaktan yakından dikişle hiçbir alakam yok. Öyle ki, eşim evde kurcalarken ve tamircilere taşırken bile bir kere merak edip bakmadım. Hep anneme verilecek emanet olarak gördüm. İpliğini geçirmeyi tamircilerden öğrendik. Eşimin uğraşları sonucu makine çalışır hale geldi. Kutusuna koyup kaldıracakken eşimin " bir deneseydin bari" demesiyle biraz da ilgisizliğimden utanarak makinenin başına geçtim ve pedalına var gücümle bastım. Bez makinenin iğnesi altında yıldırım hızıyla giderken ben korkudan ellerimi kaldırmış bakıyordum.
Derken önce hızını kontrol etmeyi öğrendim. Sonra onun tıkırtılarıyla tüm günün yorgunluğunun kaybolup gittiğini farkettim. Her gün küçük bir çocuğun merakıyla oturdum, her gün yeni bir şey öğrendim. Gittikçe günlük hayatımın vazgeçilmezi oldu .
Dikiş aşkımı borçlu olduğum makine. Kaç yıllık olduğunu merak ettim. Annem kendini bildiğinden beri evlerinin bir parçasıymış bu makine. En az 50 yıllık. Üzerindeki işlemeler, ağır kutusu, çıkardığı takur tukur sesler beni hep eski zamanlara götürüyor. Ben anneannemi resimleriyle karışık hayal meyal hatırlıyorum. Acaba torununun yıllar sonra bu makinenin başında olacağını bilse ne düşünürdü? Bitirdiğim her işten sonra mutlaka aklıma düşüyor, onun ruhuna dua ediyorum.
Şimdi yeni bir makinem var ama kıymetlim hala kutusunda duruyor. Sanki gözümden uzakta olursa ilhamımı kaybedecekmişim gibi hep yakınımda bir yerde.
Etiketler:
antika dikiş makinesi,
ilk dikiş makinem
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)